Cumhuriyet Dönemi Toplumcu Gerçekçi Şiir

Bu anlayışın Türk edebiyatındaki en büyük temsilcisi Nazım Hikmet’tir. Toplumcu gerçekçiler fakirlik, cehalet, töre gibi toplumsal meseleleri tespit etmenin yeterli olmadığını,,,, sanatçının bu sorunları çözmek için de çaba sarf etmesi gerektiğini savunmuştur. Toplumcu şairler şiirlerinde bu gerçekleri dile getirirken aynı zamanda okuru da kendi ideolojileri doğrultusunda yönlendirmek istemişlerdir.

Köylünün toprağa hasreti var

toprağın hasreti

makinalar

dizelerinde Nazım Hikmet toplumsal bir kalkınmanın anahtarı olarak makineleşmeyi öne sürülmüştür. Köylü Kurtuluş Savaşı’ndan çıkmış ve perişan haldedir. Geniş ve zengin Anadolu toprağı yüz yıllar öncesinden kalma yöntemlerle ekilip biçilmektedir. Bu topraklar çoğunlukla toprak ağaları denilen belli ailelerin elindedir. Toplumcu şairlerin gözünde  Anadolu köylüsü toprakta sadece işçidir. Hakkını savunamaz. Cahil kalmıştır. Bir taraftan ağalık düzeni ile bir taraftan da sahte din adamları tarafından sömürülmektedir. Bu düzen bu haliyle sürdürülemez. Zengin topraklar Anadolu köylüsüne bölüştürülmelidir. Anadolu insanı toprağın hem işçisi hem sahibi olmalıdır. Gelir adil ve eşit bir şekilde bölüşülmelidir.

Şairler bu düşüncelerini şiirlerine de yansıtmış ve Toplumcu Gerçekçiler dediğimiz bir şiir anlayışının doğmasını sağlamıştır. Bu hareketin düşünsel özeti şu şekildedir:

Toplumcu Gerçekçi Şiirin Özellikleri

  • Batı edebiyatında Fütürizmden etkilenmişlerdir.
  • Şiirlerinde sade, açık, anlaşılır bir dil kullanmışlardır. Zaman zaman şiirlerinde yöresel söyleyişlere, deyimlere ve ifadelere yer vermişlerdir.
  • Şiirlerde coşkulu, didaktik bir dil kullanmışlardır.
  • Şiirler biçim olarak serbesttir. Şiirlerin kendine özgü bir ahengi vardır. Kafiye ve redif alışıldığı üzere dize sonlarında değil metnin tamamında kelimeler arası ses ve anlam uygunluğu diye adlandırılabilecek bir biçimde sunulmuştur.
  • Şiirlerde bazen anlam şiirin biçimi ile de yansıtılmıştır. Resim yapar gibi şiir yazma olarak adlandırılan bu teknikte şair söz gelimi bir suyun akışını dizeleri uzatarak ve kısaltarak göstermek istemiştir. (Bknz. Pitoresk)
  • Şiirlerde o zamana kadar değinilmeyen yeni konulara yer vermişlerdir.
  • Şiirlerde insan sevgisi(hümanizm) açık bir şekilde görülür.

Toplumcu Gerçekçi Şairler

Türk edebiyatında bu anlayış ile şiir yazan sanatçılar şunlardır:  Nazım Hikmet Ran, Ercüment Behzat Lav, Nail V., İlhami Bekir Tez, Hasan İzzettin Dinamo, Vala Nurettin(Va-Nu)

a- Nazım Hikmet (1902 – 1963): Bu anlayışın ilk ve en önemli temsilcisidir. Ayrıca Türk edebiyatının da önemli bir şairidir. O fakir ve cehalet ile geri bırakılmış Anadolu’yu kendi ideolojisi (Marksizm) ile yeniden şekillendirmek ister. Güçlü bir üslubu vardır. Şiirlerinde en elzem konuları sade bir dil ve ahenk ile derin bir manaya büründürerek sunmuştur. Onun başarısı anlatılıp açıklanması veya bir şiirde işlenmesi zor bir konuyu sanki bir çırpıda söylenmiş gibi basit bir dil ve anlam ile ifade edebilmesinde yatmaktadır.

Örnek:

Nal sesleri sönüyor perde perde,

atlılar kayboluyor güneşin battığı yerde!

Atlılar atlılar kızıl atlılar,

atları rüzgâr kanatlılar!

Atları rüzgâr kanat...

Atları rüzgâr...

Atları...

At...

Rüzgâr kanatlı atlılar gibi geçti hayat!

b- Ercüment Behzat Lav (1903 – 1984): Diğer toplumcu şairler gibi şiirlerinde ülke sorunların, Anadolu köylüsünü, cehalet, töre gibi konuları işlemiştir. Hayatının farkı dönemlerinde ütürizm, sürrealizm gibi edebi akımlardan etkilenmiştir. Türk edebiyatında serbest nazımın öncülerinden sayılmaktadır.

Örnek: (Köroğlu’ndan Memiş’e Mektup)

Etliye sütlüye dalma

Senden iyisi yok

Dikili ağızlar kulakta

"Nasıl olsa aş kaynıyor

Gırtlağa ister koçan girsin ister kor

Yaşayan ölüler geçinip gidiyor

Yön yöre güllük gülistanlık

Bize ne

yerin dibinde kül yutan

sığırtmaçlardan

Kapı kullan

Hasan İzzettin Dinamo (1909 – 1989): Nazım Hikmet ile tanışınca toplumcu gerçekçi bir çizgide eserler yazmaya başlamıştır. Hayatı tıpkı onun gibi zorluklar ve sürgünler içerisinde geçmiştir. Şiirin yanında roman, hikaye gibi türlerde de başarılı eserler yazmıştır.

Örnek:

Aziz Türk işçisi!

Tütüncüm, tornacım, mensucatçım, ateşçim ve sair

Dünyanın kurtuluş saati çalıyor.

Biliyorum ki en kabadayınız

Soğuk tütün depolarında

Koca bir hafta harcadıktan sonra

Ancak bir kefen parası alıyor,

Karısını veya çocuğunu gömmek için.

Aziz Türk işçisi!

Senin bahtın,

Yaralı parmaklarınla ayıkladığın

Malum tütünün zifiri kadar karadır.

Toplumcu Gerçekçi Şiir ve Fütürizm

Fütürizm Edebi Akımı

Fütürizm genel bir sanat akımıdır. 20. Yüzyılın başlarında İtalya’da ortaya çıkmıştır. Akımın kurucusu İtalyan yazar Filippo Tommaso Marinetti’dir. Rus edebiyatında  Vladimir Mayakovski, Türk edebiyatında ise Nazım Hikmet önemli temsilcileridir.

Özellikleri:

  • İtalyan yazar  Filippo Tommaso Marinetti tarafından bir bildiri ile duyurulmuştur.
  • Geçmişin bütün maddi ve manevi değerleri yerine modernizmin insana kazandıklarını tercih edeceklerin belirtmişlerdir.
  • Özellikle şehirlerin modern makineler ile tekrar inşa edilmesini, eski yapıların yerini modern binaların, cadde ve sokakların alması gerektiğini savunmuşlardır.
  • Sürat, hareketlilik ve makine gibi temel kavramlar ile görüşlerini savunmuşlardır.
  • Şiirde mantıklı cümleleri, biçimsel estetik kuralları reddetmiş, otomat yazıyı savunmuşlardır.(Otomat yazı: Bir yazarın aklına geldiği gibi yazması, herhangi bir söz dizimi kuralına bağlı kalmaması)

Not: Bu edebi akım daha sonra Dadaizm ve Sürrealizm akımlarına zemin hazırlamıştır.)

Örnek: (Nazım Hikmet: Nikbinlik)

Hani şimdi bize

cumaları, pazarları çiçekli bahçeler vardır,

             yalnız cumaları

                      yalnız pazarları..

Hani şimdi biz

bir peri masalı dinler gibi seyrederiz

                    ışıklı caddelerde mağazaları,

hani bunlar

77 katlı yekpare camdan mağazalardır.

Hani şimdi biz haykırırız

     Cevap:

            açılır kara kaplı kitap:

                                            zindan..

Kayış kapar kolumuzu

                              kırılan kemik

                                               kan.

Hani şimdi bizim soframıza

                                 haftada bir et gelir.

Ve

çocuklarımız işten eve

                            sapsarı iskelet gelir.

Not: Şiirde hız, değişim, modernleşme ve biçimsel serbestlik gibi Fütürizm akımının temel prensiplerine uyulduğu açık bir şekilde görülmektedir.