Tanzimat Döneminde Nesir (Düz Yazı)

Batı etkisinde Türk Edebiyatının bir akım olarak ortaya çıkması 19. Asrın, aynı

Türk Edebiyatında makale, deneme, eleştiri, mizah gibi öğretici türdeki yazılara gerçek anlamda ilk defa Tanzimat Döneminde rastlanır. Klasik Edebiyatımızda (Divan Edebiyatı) öğretici türdeki eserler, daha çok Arap ve Acem (Arap olmayan: İran – Fars) edebiyatının kuralları ile yazı tekniğinden bahseder. Divan edebiyatının usul ve kaidelerinin reddi ve Batı edebiyatının tanıtılması ve yayılması ile başlayan yenileşme sürecinde karşılaşılan önemli meselelerin çözülmesi gereği edebiyatımızda bir düşünme, açıklama ve eleştiri döneminin başlamasına vesile olmuştur. Batı kültürünü ve edebiyatını yakından tanıyan Tanzimat yazarlarının karşılaştıkları ilk mesele yenileşmenin önünde en büyük engel olarak gördükleri Divan edebiyatının son bulmasıdır. Namık Kemal, Ziya Paşa, Recaizade Mahmut Ekrem gibi Tanzimat yazarları, Divan edebiyatının soyut, kalıplaşmış – klişe, söz oyunlarında ibaret, hayatla bağlarını koparmış kısacası ömrünü tamamlamış bir edebiyat geleneği olduğu düşüncesini savunur. Gazete etkili bir iletişim ve bu gibi fikirlerin yayılma aracıdır.

Tanzimat Dönemi Öğretici Metinlerin Konusu:

-         Divan edebiyatının son bulması;

-         Doğu - Batı çatışması;

-         Dilde sadeleşme;

-         Hak, adalet, eşitlik, hürriyet gibi kavramların halka benimsetilmesi;

-         Yeni edebiyatın esasları.

Divan Edebiyatı Öğretici Metinleri ile Tanzimat Dönemi Öğretici Metinleri Arasındaki Farklar:

Divan Edebiyatı Öğretici Metinleri:

-         Eski gelenekte öğretici metinler nesib, ıydiye, rahşiye, münacat gibi klasik bir yapıya sahiptir

-         Çoğunlukla din ve devlet büyüklerinin övgüsü, din ve tarih konuları, bahar- bayram gibi zamanların önemi ve güzelliği konuları işlenmiştir.

-         Seçili bir üslup kullanılır. Dil ağırdır. Kalıp ifadeler kullanılır.

-         Bireysel konular yerine estetik konular işlenir.

-         Tarih, peygamberler tarihi, dini menkıbeler, siyasetnameler, seyahatnameler, tezkireler gibi türler etrafında gelişmiştir.

-         Seçkin bir zümreye hitap eder.

Tanzimat Dönemi Öğretici Metinleri

-         Yeni edebiyatta öğretici metinler giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinden oluşan planlı bir yapıya sahiptir. Metnin yapısı işlenen konuya göre şekillenir.

-         Hak, eşitlik, hürriyet, modernleşme, dil, sanat gibi yeni konular işlenir.

-         Makale, deneme, fıkra, röportaj, mülakat gibi yeni türler denenmiştir.

-         Toplumsal konulara ağırlık verilmiştir. Bu dönemde Doğu – Batı çatışması, yenileşme, dil, eğitim, batılılaşma gibi toplumsal meseleler tartışılmıştır.

-         Tenkit ve makale türlerinde birçok yazı yazılmıştır.

-         Toplumun tüm kesimlerine, özellikle halka, hitap edilmiştir.

Tanzimat Dönemi Öğretici Metin Yazarları:

1-        Namık Kemal:

Tanzimat birinci döneminin en önemli nesir yazarı elbet de Namık Kemal’dir. İlk dönem şair ve yazarlarının örnek aldığı bir edebiyat ve siyaset adamı olan Namık Kemal gür ve kuvvetli sesi ile nesir türünün gelişmesine katkıda bulunmuştur.Ziya Paşa, Mithat Efendi ve ikinci kuşağın yazarı olan Recaizade Mahmut Ekrem’i etkilemiştir. Onun görüş ve düşünceleri birçok yenilikçi yazara örnek olmuştur.

Öğretici Metin Türündeki Eserleri:

Makale;

Lisan-ı Osmaninin edebiyatı hakkında bazı mülahazatı şamildir

Terakki

Hürriyet-i efkar

Hikmetü’l-hukuk

İmtizac-ı akvam

Şark meselesi

Vatan

ittihad-ı İslam

Medeniyet

Maarif

Efkar-ı umumiyye

Aile

Eleştiri;

Recaizade Mahmud Ekrem’e

Manastırlı Rif’at Bey’e

Zeynü’l-abidin Reşid’e

Sami Paşazade Sezai’ye mektup

Namık Kemal’den Abdülhak Hamid’e

Ebüzziya Tevfik Bey biraderime

Renan miidafaa-namesi’nden

Tahrib-i Harabat’tan           

Takib’den

Mukaddime-i Celal

Talim-i edebiyat’ta

Mes prisons tercümesi üzerine Kemal Bey’in muahezesi 382

2-        Şinasi:

Yeni Türk edebiyatının öncüsü olarak kabul edilen Şinasi Efendi, nesir türündeki eserlerinde çoğunlukla dil meselesi üzerinde durmuştur. Divan nesrinin ağır ve sanatlı üslubunu tamamen atarak büsbütün yeni ve sade bir dilin gerekliliğini ilk savunan kişi Şinasi olmuştur. Şinasi sözden çok eylem adamıdır. Yenilikçi düşüncelerine öncelikle bir zemin hazırlama gereği duymadan doğrudan uygulama yoluna gitmiştir.

Öğretici Metin Türündeki Eserleri:

Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi

3-        Ziya Paşa:

Yeni edebiyat ile Klasik edebiyatımız arasında kalan Ziya Paşa kimi zaman düşünceleri ve eserleri ile tam bir yenilik taraftarı olmuş; kimi zaman ise Divan şiirinin bir şairi gibi davranmıştır. Şinasi ve Namık Kemal’in tesiri ile yeni şiire yönelen Ziya Paşa, Batı şiirinin ve halk şiirimizin gerçek şiirimiz olduğunu savunmuştur. Nesirlerinde yenileşmenin bir gereklilik olduğu düşüncesi hakimdir.

Öğretici Metin Türündeki Eserleri:

Şiir ve İnşa

Harabat Mukaddimesi

Zafername (Hiciv)

4-        Devrin diğer yazarları ve nesir (öğretici metin) türündeki başlıca eserleri şunlardır:

Recaizade Mahmut Ekrem: Talim-i Edebiyyat, Zemzeme I,II,III; Muallim Naci: Demdeme, Yazmış Bulundum, Muallim, Islahat-ı Edebiyye

Öğretici Metin Örnekleri:

Bu doğrultuda ilk yazılan makale Şinasi Efendinin Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi’dir (Gazetenin önsüzü).

Değil mi Tanrı’nın ihsanı akl ü kalb ü lisan

Bu lütfu etmelidir fikr ü şükr ü zikr insan

Şinasi

( Akıl, gönül ve dil insanlara Allah’ın bir armağanıdır. İnsan bunların kıymetini bilip düşünmeli, şükretmeli ve özgürce konuşmalıdır.)

Yukarıdaki dizelerden de anlaşılacağı üzere bu makalede Şinasi Yenileşme hareketini övmüş ve gazetenin amaçlarından bahsetmiştir.

Tercüman-ı Ahval’den:

Şimdi bu gazete iç ve dış olaylardan seçilmiş bazı haberleri ve çeşitli bilimler ile daha başka faydalı konulara dair bahisleri anlatıp neşretmeye vasıta olacağından dolayı Tercüman-ı Ahval unvanı ile adlandırılması uygun görüldü. Tarife hacet olmadığı üzere söz, derdini anlatmaya mahsus bir Allah vergisi olduğu gibi insan aklının en güzel icadı yazı dahi kalemle halini anlatmaktan ibarettir. Bu itibarla giderek herkesin kolaylıkla anlayabileceği seviyede bu gazeteyi kaleme almanın gerekli görüldüğü şimdiden hatırlatılır.

Dönemin diğer önemli makalelerinden biri de Ziya Paşanın Hürriyet gazetesinde yayınladığı Şiir ve İnşa adlı yazısıdır. Bu makalede Ziya Paşa Divan edebiyatının yukarıda belirtilen olumsuz yönlerini eleştirir; Divan şiirini milli olmayan yapay bir edebiyat olarak görür. Ziya Paşa yeni edebiyatın Halk edebiyatını kaynak olarak alması gerektiğini; gerçek Türk edebiyatının ancak Halk edebiyatı olduğunu savunur. ( Harabat adlı eserinde bu fikirlerinden vaz geçmiştir.)

Şiir ve İnşa’dan:

Çünkü mahsul ve tahsil bizim memalike göre yalnız şiir ve inşa cihetindedir. Bunlardan bir nebze bahsedilmek faideden hali değildir. Şiirin ta’rif-i umumiyesi kelam-ı mevzundur. Yani iki satır sözün her birindeki sükun ve harekatın müsavi olmasından ibarettir. Hatta kafiye usulü milel-i müte’ahhire beyninde hadis olmuştur. Eski Yunaniler yalnız vezne riayetle kafiye iltizam etmezlerdi. Şiir her kavimde tabiidir. Ruy-i arza ne kadar milel ve akvam gelmişse cümlesinin kendilerine mahsul şiirleri vardı. OsmanlIların şiiri acaba nedir? Necati ve Baki ve Nef’i divanlarında gördüğümüz bahr-ı remel ve hezecden mahbun ve muhbis kasaid ve gazeliyat ve kıt’aat ve mesneviyat mıdır? Yoksa Hace ve Itri gibi musıkişinasamn rabt-ı makamat ettikleri Nedim ve Vasıf’ şarkıları mıdır? Hayır bunların hiç birisi Osmanlı şiiri değildir.

 Namık Kemal dönemin önemli bir tenkitçisidir (eleştiri yazarı). Yeni edebiyatımızın ilk makale türündeki eserlerinden biri olan “Lisan-ı Osmaninin Edebiyatı Hakkında Bazı Mülahazatı Şamildir” adlı eserde Ziya Paşa gibi Divan şiirini ağır bir şekilde eleştirmiştir. Namık Kemal bunun dışında Ziya Paşanın Harabat adlı eserinde yenilikçi fikirlerini terk edip divan şiirini övmesine sinirlenerek Tahribi Harabat ve Takip adlı eleştirileri yazmıştır

Tahribi Harabat’tan:

Ey mefhar-i zümre-i ediban!

Sensin bize tercüman-ı irfan

Erbab-ı şebab kuvvetiyle

Kilk-i hünerin ianetiyle

Tarz-ı kudema bütün bozuldu

Bir tavr-ı nevin vücud buldu

Dest-i üdebada kilk-i irfan

Oldu hele tercüman-ı vicdan  

Bu mesleğe sen mü’eyyid oldun

Ol hikmete belki mucid oldun

Tanzimat döneminin gerçek anlamda halk kültürü ile yetişmiş tek yazarı Ali Suavi’dir. Dolayısıyla halkı kültürünü, dilini ve düşünce yapısını en iyi bilen Tanzimat yazarı da Ali Suavi’dir. Onun nesir türündeki eserlerinin en önemli konusu dildir. O Osmanlı Türkçesi diye bir dilin varlığını kabul etmez; onun için halkın konuştuğu dil özümsenmiş bir Türkçedir.

Örnek:

Eğer imlamız çapraşıklıktan kurtulmak imkanı yoktur derseniz, yine bu usulümüzü bozmıyarak işaret gibi yeni bir iş daha çıkarmayarak şu elimizde bulunanı ıslah mümkündür. Haydi ıslaha çalışalım ve bunun için bahs açalım. Nihayet bir yere baş bağlayalım.

Tanzimat Döneminde Hiciv - Mizah

ali beyYeni Edebiyatımızın önemli türlerinden biri de Mizahtır. Klasik Türk edebiyatımızın temelini oluşturan klasik tiyatro neredeyse tamamen komedi türündedir. Dolayısıyla mizah türü aşina olduğumuz bir türdür. Tanzimat’ta mizah türünün en önemli yazarı Ali Bey’dir. Yeni Türk edebiyatının ilk mizah dergisi olan Diyojen’i uzun yıllar tek başına çıkarmayı başarmıştır. Onun kıvrak zekası, satirik espirileri, dönemin siyasi ve kültürel hayatını karikatürize ettiği yazıları mizah türünün gelişmesine vesile olmuştur.

Örnek:

Lehçetü’l Hakayık: (Mizahi Sözlük)

Akça: Milyon tohumu

Bahşiş: ihsa-ı cebri (zoraki bağış)

Cüce: Büyük adamların yakından  görünüşü 

Timsah: Tohuma varmış kertenkele

Şiir:  Darası alınmış söz

Alim: Bir şey bilmediğini bilen

Kabile (ebe): Bevvab-ı Hayat (hayat kapıcısı)

Kabuk: Libas-ı eşcar (ağaçların elbisesi)

Moda: Maymunların mabudu

Neş’e            : En doğru feylesofluk

Ali Bey’in mizahi türdeki diğer bir eseri de Seyyareler’dir. Bu eserde insanlara mutluluk vermek amacı ile dünyaya gönderilen Tanrıların başarısızlığı masalsı bir tarzda anlatılmıştır.

Dönemin diğer mizah yazarları ve mizah türündeki diğer önemli eserleri şunlardır:

Ethem Pertev Paşa: Avavename (Köpek havlaması); Ziya Paşa: Zafername ( Dönemin siyasilerinden Ali Paşa’nın eleştirilmesi); Namık Kemal: Hirrename.